Sağlıklı bir omurgaya yandan bakıldığında boyun bölgesinde hafif içe doğru, sırtta dışa doğru ve bel bölgesinde de yine içe doğru olan kıvrımlar vardır. Bunlar omurganın fonksiyonel eğrilikleridir. Doğumdan yaşlılığa kadar olan dönemde omurganın eğrilikleri sürekli değişir. Bu fonksiyonel eğriliklerin açısal olarak normalden sapmaları, omurgada birtakım problemlere neden olur. Sırttaki omurların 20-45 derece açılı dışa doğru olan anatomik bir yapısı vardır. Bu açının 45 derecenin üzerine çıkması ile sırtta kambur bir görüntü oluşur. Bu durum hiperkifoz ya da kifozite olarak adlandırılır. Genellikle lordozite ile (bel çukurluğunun artışı) birlikte görülür.
Doğum sırasında ilk boyun omurundan kuyruk sokumuna kadar tüm omurga kifotik (kambur) postürdeyken ayakta dik durmayla beraber ilk önce bel bölgedesinde lordoz(bel çukuru) ardından göğüs bölgedesinde fizyolojik kifoz(omurganın normal sınırlarındaki kamburluğu) oluşmaya başlar.
KİFOZ TİPLERİ :
Scheurmann hastalığı : ‘Osteokondritis deformans juvenil dorsi’ olarak da bilinen Scheuermann hastalığı daha çok genç erişkinlerde görülen rijid(sert,katı) kifozdur . Genelde sırtın altı ve belin üst kısımlarında görülür. Birkaç omurga segmentini etkileyebileceği gibi omurganın tamamında da görülebilir.
Scheuermann Hastalığında en sık görülen bulgular ağrı ve şekil bozukluğudur. Ağrı genelde uzun süreli oturma ve hareketle, eğriliğin maksimum olduğu (apikal) bölgede ortaya çıkar. Ortaya çıkan kifozu(kamburluğu) dengelemek için lomber lordoz(bel çukurunda artış) ve servikal lordozda (boyun çukurunda artış) artış görülebilir.
Scheuermann Kifozu olan hastaların tedavisine kifozun derecesi ve hastanın kemik yaşına göre karar verilir. Scheurmann hastalığının tedavisi cerrahi veya konservatif (egzersiz, korse, ergonomik modifikasyonlar,..) olarak ikiye ayrılmaktadır. Cerrahi için endikasyon, ilerleyici nörolojik kayıptır ( göğüs kafesi ve göğüs omurları hattında kuşak şeklinde uyuşmalar, his kayıpları vs. ) Hızlı ilerleyen eğrilikler, cerrahi dışı yöntemlerle geçmeyen ağrı, torakalde 80 derecenin üstündeki eğrilikler, torakolomber bölgede 65 derecenin üstündeki eğrilikler ise kesin olmayan endikasyonlardır. Bu durumların varlığında cerrah ve hasta olası bir cerrahiye veya konservatif tedaviye karar verebilir.
Cerrahi gerektirmeyecek durumlarda ise egzersiz tedavisi ve korseleme yaklaşımları ön plana çıkmaktadır. Egzersiz tedavisinde skolyoz için kullanılmakta olan Schroth egzersizlerinin simetrik olarak uygulanması tedavide en güncel yaklaşımlardandır ve bu alanda bilimsel olarak kanıtlanmış çalışmalar bulunmaktadır.
^^5 aylık Schroth terapi sonunda 55°lik torakal kifoz ve lomber lordozun, 27° torakal kifoza ve 31° lomber lordoza gerilediği resimde görülmektedir.
Konservatif tedavinin etkin bir şekilde planlanabilmesi için; postür analizi yapılması gerekmektedir. Fizyoterapist tarafından ağrı, ayak dengesi, ekstremite eşitsizlikleri, ayak deformiteleri ,alt ekstremite dizilimleri, sagital(yandan) ve frontal(önden) pelvis dengesi, kalça asimetrisi, bütün spinöz çıkıntılar, omuz seviyeleri değerlendirilir ve kişiye özel egzersiz reçetesi, günlük yaşam aktiviteleri ve modifikasyonları belirlenir.
Egzersizlerin amacı
- Solunum kapasitesini arttırmak
- Postüral farkındalık sağlamak- duruş bozukluğunun ve yanlış vücut mekaniklerinin kullanımın kişi tarafından oto kontrolle engellenmesini sağlamak
- Dayanıklılığı ve kas gücünü geliştirmek
- Kısalmış kas gruplarında esnekliği arttırmak
- Yaşam kalitesini ve konforunu yükseltmek
Konservatif Tedavinin diğer önemli aşaması korse kullanımıdır.
Korse, kişinin kemik yaşına ve kifozun ilerlemesine göre belirlenmekte olup literatürde torakolumbosakral ortezler önerilmektedir. Korse kullanımının günde 20 saatin üstünde ve en az 18 ay olması gerektiği yayınlanmış çalışmalarda tavsiye edilmekle birlikte eğriliğin derecesine, doktorun görüş ve tecrübelerine göre değişebilmektedir. Kifozun düzeldiği dönemde korse kullanımı günde 12-14 saate indirilebilir.
Diğer kifozite tipleri
Postlaminektomi Kifozu
Cerrahi sonrası gelişen omurga deformitesidir,
Posttravmatik Kifoz
Travma sonrası gelişir ve kifozların büyük kısmı torakolomber bileşkededir. Spinal travma sonrası kifoz görülebileceği gibi cerrahi sonrası da görülebilir.
Ankilozan Spondilit
Omurgada en çok torakal ve lomber bölgeyi tutar. Hastaların en sık şikayetleri tüm omurga boyunca görülebilecek ağrı, eklemlerde sertlik, hareket kısıtlılığı ve solunum sıkıntısıdır. AS hastalarının çok az bir kısmında cerrahi gereklidir. Hastaların büyük kısmı medikal tedavi ve egzersizle kontrol altında tutulabilir.
Konjenital Kifoz :
Konjenital kifoz kız çocuklarında erkeklere göre daha sık görülmektedir.(3/1). Omurga hattı boyunca herhangi bir yerde görülmekle beraber eğriliğin tepe noktası en sık T10 ve L1 arasında görülür. Yapılan çalışmalarda kifozun derecesinin adölesan dönemle birlikte arttığı ve büyümenin durmasıyla birlikte kifoz derecesindeki artışın azaldığı görülmüştür.
Nöromusküler Kifoz :
Scoliosis Research Society nöromusküler kifozları nöropatik ve miyelopatik olmak üzere ikiye ayırmıştır. Nöromusküler kifozlarda kifoskolyoz ile birlikte deformiteye eşlik eden lomber hiperlordoz ve pelvik dengesizlik mevcuttur. Tedavinin amacı dengede bir omurga oluşturmak, solunum kapasitesini arttırmak ve ağrıyı gidermektir. Nöropatik deformiteler üst motor nöron hasarı ile serebral palsi, siringomiyeli, spinal kord hasarı ile birlikte alt motor nöron hastalıkları ile birlikte seyreder (poliomyelit, spinal musküler atrofi) .
‘’Son yıllarda yapılan hem klinik çalışmalar hem de bilimsel çalışmalara göre; Fizyoterapist kontrolü ile uygulanan Klinik Pilates egzersizleri de Kifozite ve Lordoz artışında oldukça etkilidir. Postüral Farkındalığı, nefes uygulamaları ile birlikte uygulatan ve geliştiren Klinik Pilates egzersizleri için; bu egzersiz programının devamında yine reformer gibi dirençli egzersiz istasyonları da güvenle kullanılabilir. Kifozitenin sadece bir duruş bozukluğu olmayıp herhangi bir klinik tanının içeriği olması sebebiyle de doktor tavsiyelerinize uymanız ve mutlaka sağlık profesyonellerini tercih etmelisiniz.’’
Fzt. Burcu Ece KORKMAZ
Comments are closed